Eğer bir vakıf değilseniz, iş dünyasındaki amacınız kar elde etmektir. Kar, üretimin bir fonksiyonudur ve en genel anlamı ile “kar = gelir – gider – fırsat maliyeti“, olarak modellenebilir. Karlı olabilmek; geliri artırmak, giderleri azaltmak ve fırsat maliyetlerini elimine edebilmek ile ilintilidir.
Hemen her işletme büyüme ve gelir artışı yönünde iş stratejileri geliştirir. Bu stratejileri genel olarak iki başlık altında irdeleyebiliriz.
- Kimi işletmeler kapasite artırma yaklaşımı ile makinelere yatırım yaparlar. Ölçeği büyütüp maliyetleri azaltmayı ve miktar artışından ciro elde etmeyi hedefler.
- Kimileri ise ölçek yerine kapsamı genişletmeye odaklanırlar. Yenilikçi ürünler geliştirerek, pazarın ihtiyaçlarını belirlemeye ve buradan daha yüksek ciro getirisi üretmeye çalışırlar. Bunun için ARGE’ye, insana yatırım yaparlar.
Her iki stratejiye de bugün rastlamaktayız. Ancak, günümüzde değişimin üstel artış göstermesi özel ürünlerin pazarda daha fazla rağbet görmesine ve ölçek ekonomisinin yerini kapsam ekonomisine bırakmasına neden olmaktadır.
Artık, aynı şeyleri sürekli yapan değil, benzersiz şeyleri sıklıkla ortaya çıkaran, yani inovasyon yapan işletmeler ayakta kalabilmektedir.
Bu firmalar müşteriyi peşlerinden sürüklemekte ve sürekli güncel/yenilikçi ürünler ile pazarda yeni ihtiyaçlar oluşturmaktadırlar. Bu durumun aksini yapanlar ise mevcut durumlarını koruyamadıkları gibi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Eskiden, pazar lideri olan ancak artık varlığını devam ettiremeyen bir çok ünlü markanın akıbeti bu duruma en güzel örneklerdir (Nokia, Black Berry).
İnovasyonun sürükleyici, bağımlılık yapan özelliği olduğu gibi yüksek getirisi de vardır. Örneğin Apple firması, pazara sürekli ‘inovatif ve benzersiz ürünler sunma’ stratejisi izlediği için ürün fiyatını kendisi belirleyebilmekte ve bu sayede rakiplerine kıyasla daha yüksek kar marjı elde edebilmektedir. Bu durum bize önemli bir şeyi göstermektedir.
#1 Eğer sadece ‘1’şey için bilinirseniz, Pazar size başka bir şey vermez.
