İnternet dünyanın her yerine yayıldı. Yaşamımızı ön görülemez şekilde etkilemeye devam ediyor. Ancak yolculuk henüz bitmedi, belki de yeni başlıyor. Şimdilerde her tür nesnenin İnternete bağlandığı yeni bir çağın içindeyiz. Mülkiyet kavramının ortadan kalktığı, mobilitenin odak felsefe olduğu; insanların alışkanlıklarının/davranışlarının sosyolojik açıdan yeniden şekillendiği, eskiye hiç benzemeyen toplum modellerinin oluştuğu ve bildiğimiz birçok şeyin geçerliliğini yitirdiği yeni bir devrim: Nesnelerin İnterneti (IoT: Internet of Things).
Endüstriyel çağ iş yapma metotları kendi zamanının gerekliliklerine göre belki uygundu. Ancak, IoT devriminin doğurduğu yeni ihtiyaçların endüstriyel çağ bakış açısı ile karşılanabilmesi pek olanaklı gözükmemektedir. Daha çevik organizasyonlara, uçtan uca bütünsel süreçlere, çok yetkilikte insan kaynağına ve yeni öğreti modellerine ihtiyacımız bulunmaktadır.

- Organizasyon: Silo tarzı, hiyerarşik organizasyon modelleri tamamen geçerliliğini yitirmiştir. Bölüm hedeflerinin işletme hedeflerinin önüne geçtiği, dikey iletişimin ana kurgu olduğu bu yapıda; etkinlik sağlanarak müşteri beklentilerine karşılık verilebilmesi mümkün değildir. Yeni dönemde etkinlik ve başarı: iş birliği, ortak hedefler, yatay entegrasyon gibi kuramlara dayanmaktadır. Organizasyonların, müşteri istek ve beklentilerine hızlı karşılık verebilmesi için uçtan uca iletişimde olmaları, bunun içinde ortak platformlarda hiyerarşiden uzak, değer zinciri yönetimi konseptinde (value stream management) çalışmaları gereklidir.
- Süreç: IoT sürekli yeni ihtiyaçlar ortaya çıkarıyor. Bu anlamda, iş süreçleri de yeniden şekilleniyor. Bağlantı ve iletişimin ana tema olduğu IoT devriminde, tüm süreçler, hiyerarşiden arındırılmış şekilde birbirleri ile bilgiyi paylaşmak; bunun içinde iletişim halinde olmak zorundadır.
- Yetkinlik: Endüstriyel çağda bir konuda bilgi (uzman), bazı konularda fikir sahibi olmak yeterli gelebiliyordu. T tipi yetkinlik olarak tanımlanan bu yetkinlik modeli IoT çağında yeterli olmayacaktır. Zira, IoT kuramının çok disiplinli bir yapı olması farklı alanlarda uzmanlığın bir arada olduğu tarak tipi yetkinlik modeli gerektirmektedir. Süreç tasarımı, elektronik, haberleşme, bilişim sistemleri ve yüksek matematik, konularına hâkim olunmadan yeni sistem ve süreçlerin kurulabilmesi pek olanaklı gözükmemektedir.
- Öğreti Modeli: Klasik öğreti modelinde, hijyenik ortamlarda öğretmen teori anlatır, öğrenci dinler. Ancak, bu model özellikle uygulama bilimlerinde (mühendislik) asla tek başına yeterli gelememektedir. Çünkü, gerçek hayatta kontrol edilemeyecek birçok değişken bulunur, hijyen koşullarını asla elde edemezsiniz ve uygulama yapan kişinin saha koşullarına göre çözüm üretmesi beklenir. Ancak laboratuvar koşullarından başka ortam görmemiş mühendisler ile bu beklenti kolayca karşılanamıyor. Bugünkü akademik camianın içinde bulunduğu durum aslında bu örneği yansıtmaktadır. Uygulamalı mühendislik bölümlerinde, çok iyi teorisyen olan ancak yeterince saha/uygulama deneyimi olmayan akademisyenler üzerinden öğrencileri sadece teori bazlı eğitmeye çalışmak, bu sonuçların ortaya çıkmasına neden oluyor. IoT çağında endüstrilerde birçok proje yapılacak. Öğreti modellerinde, sorgulayıcı, merak eden nesiller için peşin olarak ne bilmeleri gerektiğini öğretmek yerine, endüstriyel projelerde öğrencilerin görev almalarını sağlayarak, saha koşullarında yetişmelerini sağlamak bu aşamada oldukça önemli. Çünkü, teori ancak pratik ile buluştuğunda değere dönüşebiliyor. Bilgiyi bilmek değil, kullanmak fark oluşturuyor.