Sanayide Dijitalleşme Stratejileri | One size does not fit all

Sanayide dijitalleşme çalışmalarında kavram karışıklığı yaşıyoruz. Nereden başlayacağız, nasıl ilerleyeceğiz ve odağımıza neyi alacağız konusunda farklı birçok görüş var. Aslında, ortada yanlış yok; her önerilenin yapılması gerekiyor. Ancak, hangi öncelik ve sıra ile; işte burası önemli.

Önce şu tespiti yapalım. Neden, dijital dönüşüm? Verimli olmak, kaliteli olmak, maliyetleri aşağı almak!… Hepsi önemli ancak, asıl neden ‘HIZ’. Hız, verimsizliği örter eğer sipariş kazandırıyorsa.  Birçok proje bazlı üretim yapan işletmenin müşterileri daha erken teslimat için daha fazla ücret ödemeye rıza gösterebilmektedir. Yani, etki – tepki süresini kısaltarak, daha çevik olmak için dijitalleşmeliyiz. Gerisi, zaten doğal olarak gelecektir.

One size does not fit all. Yani, her beden için farklı ölçü lazım. Proje bazlı imalat yapan bir işletme ile proses endüstrisinde ilaç üreten bir işletmenin ya da kesikli üretim yapan otomotiv yan sanayisi ile sürekli üretim yapan cam/demir-çelik sektörlerinin öncelikleri çok farklıdır. Nihayetinde, tüm araçlar her birine uyarlanabilir ancak nereden başlamalıyız sorusuna cevap arıyorsak öncelikle hangi alanda üretim yaptığımıza bakmamız gerekir.

Cam/demir- çelik ya da proses endüstrilerinde genelde OT tarafı gelişmiştir. SCADA, DCS, PLC ler üzerinden (sahadan) büyük oranda veri zaten toplanır. Bu işletmelerde korkulu rüya ‘dev cüsseli, pahalı ekipmanların durması’ ya da ‘üretimde kalite hatası’ olmasıdır. O nedenle, bu işletmeler için IIoT, MES ve Big Data Analytics konsepti ile ‘önleyici bakım ve proses kontrol’ süreçleri öncelikli olarak ele alınması gereken konu başlıklarıdır.

Kesikli üretimde ise malzeme ve bilgi akışının (MIFA: Material Information Flow Analysis) doğru sağlanması her şeyin başında gelir. Üretim planlama, malzeme tedarik, atölye yönetimi öncelikle gündeme alınması gereken konulardır. ERP ve MES olmadan da bu süreci yönetemezsiniz.

Proje bazlı işletmelerde ise ana unsur ‘hız’ faktörüdür ve sistemi tetikleyen ana unsur ürün verileridir. Sahada, montaj hücrelerinde genelde manuel işlemler olur. Verimlilik önemlidir, ancak sürecin genel performansı ürün veri yönetiminin etkinliğine doğrudan bağımlıdır. Veri kaynaklı beş problem; ‘Veri bekleme, veri arama, veri dönüştürme, veriyi yeniden keşfetme ve yanlış veri ile çalışma’ yüzde altmışlara varan mühendislik zaman kayıplarına, teslimatta gecikmelere ve sipariş kayıplarına neden olmaktadır. Bu işletmelerde önceliğin veri yönetimine, yani PDM/PLM entegrasyonuna verilmesi daha doğru olacaktır. Sahadan veri almak, müşteri verisini kullanmak da önemsiz değildir, ancak adım adım sürece başlanması daha sağlıklı sonuçlar doğurmaktadır. Unutmayın, ‘bir fili bir oturuşta yiyemezsiniz’.

Özetle, sanayide dijital dönüşüm için çok şey yapmayı planlamadan önce, az ve öz şeye odaklanmak hem hızlı sonuç alınmasında hem de ekiplerin dönüşüm sürecine katılım göstermesine katkı sunmaktadır.

Üzerine, düşünün derim.

LMS (Learning Management System) Yeni Öğreti Modeli

Öğrenme ve eğitim süreçlerinde yeni bir döneme giriyoruz. Bilgi çağının gerekliliği olan yeniyi hızlı öğrenebilmek ve büyük veri döneminin gerekliliği olan öğrenileni süratle uygulayabilmek rekabette fark oluşturan en önemli unsurların başında geliyor. Bunun fakında olan birçok işletme/organizasyon yeni dönemin gerekliliklerine göre süreçlerini güncelliyor, yeni öğreti modelleri üzerinden en değerli varlıları yani insanlarının eğitim ve gelişimi için farklı yöntemler geliştiriyor. Bunlardan biri de LMS (Learning Management System) denilen öğrenim yönetim sistemleri.

Henüz Kobilerimizin birçoğu LMS (yeni öğrenim modeli) ile tanışmamış olsa dahi LMS’ lerin giderek yaygınlaşmaya başlaması yeni bir dönemin başlangıcı gibi. Zaman ve mekân sorunlarını ortadan kaldırması, toplu / hızlı öğrenme sürecine oldukça büyük katkı yapması ve en önemlisi öğrenmek isteyene sınırsız imkanlar sunması bence LMS’ lerin en önemli özelliği. Yakın bir zamanda ERP, MES gibi LMS ‘ler de işletmeler için vazgeçilemez bir modül olacağa benziyor; özellikle insana yatırımın en önemli gereksinim olduğu dijital dönüşüm süreçlerinde.

İşletmelere bu aşamada birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum,

  • Değişim ya da dönüşüm sürecinin asıl aktörleri insanlar yani çalışanlarınızdır. Söylem olarak değil, eylem olarak insana yatırım yapın. Geri dönüşü en hızlı & karı en yüksek olan yatırım insana yatırımdır.
  • Teknoloji olmadan, süreçleri yönetebilmek ve yeni çağın üretim ekosisteminde bir bileşen olabilmek artık olanaksız. Artık fazla düşünmeyin ve süreçlerinizi ERP/MES/LMS gibi platformlar ile standartlaştırın.
  • Mevcut misyon, vizyon mottolarınızı şu ara askıya alın. Yeni misyonunuz: İnsanlarınızı eğitmek/geliştirmek; Vizyonununuz: Bilgili & Bilinçli üretimi en iyi yapan firma olmak, olsun.

Gerisi, kendiliğinden gelecektir.

LeanOfis | Online Akademi ile Dünya Sınıfı Üretici Olmak

Sürekli değişim, işletmeleri önce yalın olmaya, şimdilerde ise hem yalın hem de çevik olmaya zorluyor. Bilginin petrol değerinde olduğu günümüz dünyasında, büyük veriden anlamlı bilgi türetmek ve bunu yaparken de hızlı/verimli ve aynı zamanda da kaliteli olmak en önemli rekabet unsuru.

Bunu başarabilmek için ‘Yalın, Çevik ve Altı Sigma prensiplerini’, ‘Endüstri 4.0 teknolojileri’ ile birleştirip, Akıllı Fabrikalar kurmamız; bunun içinde bilgi seviyesi yüksek iş gücüne sahip olmamız gereklidir.

Operasyonel Mükemmellik Akademisi, işletmelerin ‘Dijital Çağda’ rekabetçi olabilmeleri için gerekli olan araç ve metotları, işletmeleri geleceğe taşıyacak genç mühendis ve yöneticilere online aktarmak üzere tasarlanmıştır. Sürekli güncellenen /eklenen yeni eğitim programları ile iş gücünüzün yetkinliğini zaman ve mekandan bağımısız olarak artırabilir; artan yetkinlik ile daha verimli / hızlı süreçlere sahip olabilirsiniz.